Bir Zayıflama Yöntemi Olarak Detoks

Detoks beslenmesi ülkemizde ve tüm dünyada tartışılan bir beslenme programı. Zayıflamak için de yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Zayıflama için başvurduğunuz yerlerde önce birkaç günlük detoks programıyla başlıyoruz cümlesi sıkça duyulur oldu. Peki nedir bu detoks ?

Detoks: detoksifikasyon kelimesinin kısaltılmasıdır. Detoksifikasyon ise vücuttaki toksik maddelerin karaciğer, akciğer gibi organlar tarafından daha az toksik bir maddeye çevrilerek atılması sürecidir. Bu metabolik bir süreçtir.

Peki, bu toksik maddeler vücudumuza nasıl girer? Toksik maddeleri vücudumuza besinler, besinlerin tarladan sofraya kadar geçen sürecindeki aşamalarda (tarım ilaçları, su ve topraktan geçiş, pişirme yöntemleri sırasında oluşan kimyasal süreç), besinlerin işlenmesi, raf ömrünün artırılması için kullanılan kimyasallar, hava-su kirliliği, sigara-alkol-madde kullanımı ve vücuttaki katabolizma (yıkım sürecinde) sırasında ortaya çıkan kimyasal ürünler olarak alırız.

Bu toksik maddeleri vücudumuzdan atmak için çalışan bir savunma sistemimiz ve metabolik faaliyetlerimiz vardır. Karaciğer toksik maddelerin daha az toksik hale gelmesini sağlayan başlıca organımızdır. Karaciğerde ayrışan toksik maddeler daha az zararlı hale getirilerek, terleme, idrar, dışkı yoluyla atılır. Sağlıklı bir bireyde tüm bu sistemin (terleme ve boşaltım sistemi) çalışmasıyla beraber, toksinler vücuttan atılır. Atılmayan bir şekilde hücre içine giren toksik maddeler içinde vücudumuz diğer bir sistemini savunma sistemini (bağışıklık sistemi, immün sistem) devreye sokar. Savunma sisteminin en önemli oyuncuları antioksidan vitamin ve minerallerdir. Antioksidan vitaminler A, C ve E vitaminleridir. Antioksidan mineraller ise, çinko, selenyum, krom, demir, magnezyumdur. Bunların dışında vitamin ve mineral olmayan fitokimyasal dediğimiz daha küçük bileşikler vardır, domatese kırmızı rengini veren likopen, havuç ve pek çok turuncu – sarı meyve ve sebzede bulunan flavonoidler. Fitokimyasallarda savunma sistemini destekler ve çalışmasına katkıda bulunurlar. Vücudumuzun temel detoksifikasyon işlemleri, sağlıklı olduğumuz zaman çalışır ve bizi korur

Detoks programlarına baktığımızda hep bir gün sınırlaması vardır 1 gün, 3 gün, 5 gün, 7 gün diye. Son zamanlarda bu zaman sınırlamasının dışında ayın dolunay veya yarımay veya kozmik olanları da çıktı. Neden zaman tahdidi olduğunu hiç düşündünüz mü? Zaman sınırlaması vardır çünkü bu diyetlerin çoğu çok düşük kalorili diyetlerdir, hayatla bağdaşmazlar. Bu programla gündelik hayatınızı yürütemezsiniz, yeterli besin öğesini ve enerjiyi almadığınız için. Uzun sürdüğünde vücudunuzda bunun yan etkilerini hissetmemenize imkân yoktur. Enerjisi çok düşük olduğu için, düşük tansiyon, baş dönmesi, yorgunluk hissi ilk etapta karşınıza çıkacaktır. Uzun süreli olduğunda bunlara kas kaybı, esansiyel yağ depolarının kaybı, saç ve tırnak dökülmeleri, mide ve barsak problemleri, anemi de eşlik etmeye başlayacaktır. Kısa zamanda verilen kilonun acı sonuçlarıdır bunlar. Bir hafta boyunca çoğu çiğnenecek bir besin tüketmemiştir. Sebze –meyve suları ve bitki çaylarıyla yaşanmıştır o zaman dilimi. Hâlbuki günlük protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacı vardır. Günlük tutar muhasebesini vücudunuz, bugün protein almadınız mı, o zaman kaslarınızı yakar, yeterli yağı almadınız mı, esansiyel (gerekli) yağ dokunuzu yakar. Yeterli beslenmediğiniz yetmiyormuş gibi, ya barsak hareketini artıran bitki çaylarıyla, ya da lavman (kolon hidroterapisi ve kolon temizliği de deniliyor) yoluyla bağırsak sisteminizi de bozarlar. Bağırsaklarımız vücudumuzun boşaltım sistemidir aynı zamanda yaşayan bir sistemidir. Bağırsaklarımızda vücudumuzun için yararlı bir sürü bakteri bulundururuz. Bu bakteriler bazı vitaminlerin (k vitamini ve b vitaminleri) sentezini yapar, bağışıklık sistemimizi güçlendirir, sindirim sorunlarını engeller. Lavman veya bitki çaylarıyla aşırı çalışan veya yapısı bozulan bir bağırsak sisteminden bu faydaları görmemizde mümkün değildir. Son zamanlarda prebiyotik ve probiyotik ürünlerin ne kadar önemli olduğuyla ilgili pek çok yazı ve bilimsel literatür yayınlanıyor. Bu sistemin var olan yapısını bozmak bile bile bağışıklık sistemine atılmış bir virüs programına benzer.

Sağlıklı detoksifikasyon için vücudumuzun temel işlevlerini yerine getirmesini sağlamamız gerekir. Sağlıklı bir terleme ve sağlıklı bir boşaltım sistemi.Bu sistemle beraber bağışıklık sistemimizi destekleyecek şekilde beslenmeliyiz. O yüzden sürekli bir sağlıklı ve dengeli beslenmenin hayat tarzı olmasından bahsediliyor. Dengeli ve sağlıklı beslendiğimizde sistem en güzel şekilde işleyecektir.Bunun için her bireyin farklı gereksinimlere, farklı şartlara sahip olduğu unutulmaması gerekir. Bu iki sisteminde iyi çalışması için beslenmenizde dikkat edeceğiniz birkaç nokta var :

-Günde 5-6 kere idrara çıkacak kadar sıvı tüketin. İdrar renginizi kontrol edin, idrar renginiz açık-soluk sarı tabir edilecek bir renkte olmalıdır. Sağlıklı sıvıları tercih edin, suyu hayatınızın baş tacı yapın.

-Bağırsaklarınızın boşaltım süreci günlük olsun. Kabızlık problemi çekiyorsanız, günde 5 – 7 porsiyon meyve-sebze-salata tüketip tüketmediğinizi ve su içip içmediğinizi kontrol edin. Düzenli tuvalet alışkanlığınız beslenmenizle düzenlenmiyorsa mutlaka bir doktorla görüşün.
-Teknoloji, iş temposu, araba kullanımın artmasıyla beraber, artık daha az hareket ediyoruz. Klimalarla beraber sıcakla daha kolay baş ediyoruz. Haftada 2 – 3 gün spor yaparak ter atın, sauna veya sıcak banyoyla değil. Terlemek en iyi detoksifikasyon yollarından biridir, ancak doğal yollarla olduğunda.

-Sigara – alkol kullanmayın, kullanıyorsanız da azaltın.

-Besinleri pişirirken, mangal, isleme, direkt ateşe tutarak pişirme yöntemlerini tercih etmeyin. Haşlayın, sebzeyle ve sebze suyuyla pişirin, fırınlayın.

-Yiyecekleri pişirirken, yakmayın, kahverengileştirmeyin.

-Rafine edilmiş, saflaştırılmış besinleri daha az tercih edin. Kabuklu pirinç, bulgur, tam tane ekmekleri gibi daha saf ürünleri tercih edin.

-Yenebilen sebze ve meyveleri kabuklarıyla yemeye özen gösterin.

-Sezonunda ki meyve ve sebze ürünlerini tercih edin ve mutlaka çeşitlendirin.

-Salatalarınız rengarenk olsun, ne kadar çok renk varsa alacağınız vitamin – mineral – fitokimyasal çeşitlenecektir.

-Kuru baklagiller içerdiği posa açısından suyu bünyelerine hapseder ve şişerler, barsak temizliği için en iyi yöntemdir, suda çözünmeyen posa. Kuru baklagillere sofranızda sık sık yer verin.

-Günde 5-7 porsiyon sebze-meyve-salata yemek , günlük vitamin ihtiyacınızın karşılanmasına yardımcı olacaktır.3 Ana öğününüzde mutlaka salata bulundurun, günde en az bir porsiyon sebze tüketin ve en az 2 renk sezon meyvesi.

-Her besin grubundan mutlaka tüketin, et grubu, sebze grubu,meyve grubu,ekmek grubu, yağ grubu ve süt grubundan gereksinimiz kadar tüketin.

-Prebiyotik ve probiyotik içeren ürünleri tüketin, yoğurt, ayran, kefir, müsli.

-Bitki çayları tüketirken , bağırsak floranızı bozmayacak olanları tercih edin. Sinemaki çayından uzak durun. Rezene, nane, kekik, ıhlamur gibi bitki çaylarını tüketin. İçeriğini bilmediğiniz bitki çaylarından uzak durun.Her bitki çayı size iyi gelmeyebilir, unutmayın zehirde bitkilerden yapılabiliyor.

-Zorunluluk olmadıkça,ameliyat veya teşhis yöntemleri gibi, lavman veya kolon hidroterapi uygulamayın.

-Doğal besinleri tercih edin.

-Beslenmeniz size özeldir, HER bireyin gereksinimi farklıdır.

Dyt.Canan AKSOY